22 Nisan 2011 Cuma

Mount&Blade 2. yazı

Oyunu kaldırsam da bilgisayardan görüleceği üzere etkisi devam ediyor:)). En son 16 Nisan'da yazmışım oyunla ilgili bir yazı, bu da devamı olsun. Ama oyun üzerinde düşününce öyle bir şey geldi ki aklıma, oyunun yapımcıları bunu nasıl geçmişler anlayamadım. Aslında pek unutulmuşa benzemiyor, bariz bir şekilde bilerek konmamış: Din. Evet pek çok strateji oyununda karşımıza çıkan din etkisi bu oyunda hiç yok. Oyunun geçtiği dönem ve coğrafya dikkate alınırsa böyle bir din etkisinin oyuna dahil edilmemesi bence büyük bir eksiklik. Hele bir de orta çağ Avrupa'sındaki kilise etkisi ve mezhep çekişmeleri düşünüldüğünde, kralları deviren böyle bir etkinin eksikliği daha iyi anlaşılır.Umarım devamı niteliğindeki oyunlara yapımcılar bu etkiyi eklemeyi ihmal etmezler.

uçtu uçtu Formula1 uçtu!

Gitti gidecek, oldu olmayacak derken sonunda olan oldu ve 2012'den itibaren formula1 yarışlarının İstanbul ayağı kaldırıldı. Daha kimse F1'in adını doğru düzgün bilmezken, yarışları ve sıralama turlarını haftasonları NTV'nin karşısına geçip baştan sona izlerken sağdan soldan ne anlıyorsun bundan diye tepkiler alırken takip ediyordum formula1 yarışlarını. jacques villeneuve'den tutunda hakinen'ne kadar, button'ın ilk yılları schumacher'in efsane olduğu dönemler... derken bir de baktık F1 TÜrkiye'de. üniversitede öğrenci iken pistin inşaatına teknik gezi düzenleyip, f1 pilotlarından önce turlama imkanı bulmuştuk o pisti. pist bitip yarışlar başladı başlamak üzere, daha ozamanlardan bi söylentiler ortaya çıktı. işte yarışlar bir sonraki sene yapılmayacak burda, yok efendim f1 zaten tamamen kaldırılıyormuş, kriz f1'i de vurmuş diye devam ediyordu söylentiler. sonunda olan olmuş. f1'in patronu Eccleston rusya ile 26  milyona anlaşmış, bizimkilerden aldığının iki katı. bizimkilerde büyük ihtimalle git orda yap diyeceklermiş. öyle olsun...

16 Nisan 2011 Cumartesi

Başından kalkamıyorsan, oyunu kaldır bilgisayardan!

"Mount&Blade:WarBand" sözkonusu oyun. Geliştiricileri Türk olan bu bağımlılık yapan, durup durup kendisi hakkında düşündüren, acaba bu krala mı yanaşsam yoksa şu leydiye mi yazsam diye üzerine kafa patlatılan, meydanlarda at üstünde düşman avına çıkılan, esir alıp köle olarak satılabilen, ticaret yapılabilen, kale savunulup şehir kuşatılabilen bir oyun. Dahası hatta daha daha fazlası var ama saymakla bitmez. İlk önce "batuhan" adında bir karakter oluşturup maceraya koyulalım dedim. İşte bir zanaatkarın yanında çıraktım, babam eski bir asilzade idi daha sonra bir şövalyenin silahtarı oldum derken pat diye Kalradya diye adlandırılan büyük bir diyarın ortasında buldum kendimi. Parayı veren düdüğü çaldığı için ilk olarak yerlerde sürünen bütçeyi ayağa kaldırmak için bir hana uğradım. Uğramaz olaydım. Şehre girer girmez tuzak mı kurulur insana arkadaş. Karşıma çıkan iki haydutu avladıktan sonra hancının yardımı ile hana girip başlıyorsunuz konuşmaya. vay be insanlık ölmemiş adam hemen yardıma yetişmiş demeyin sakın, onun derdi başka. Oyunda kökünü bir türlü kurutamadığınız bu haydut tayfası bu hancı vatandaşın kardeşini de kaçırmış ve ben de biraz adam toplayıp birlikte bu haydutların mekanını basıp kardeşini kurtarırsam bana 100 dinar verecekmiş. Yaşadık deyip atladım hemen bu işe. Adamı da kurtardık ama sonra... Arkadaş hile kullanmadan bir strateji oynayalım diyorsun olmuyor işte! Bir haydutlar esir alıyor, bir bilmem nerenin lordu. Tam düze çıktım artık esir düşmeyecek kadar gücüm ve birliğim var diyosun pat biri çıkıp ya teslim ya da geber demesin. Arkadaş ne zorun var, sen yoluna ben yoluma koca Kalradya'da başka adam mı yok da gelip beni buldun? En sonunda başka sabır taşı kalmadığı anda hileyi açıp kullanmaya başlıyorsun "ctrl+x (para ve beceri puanı)" ve tabiki "ctrl+farenin sağa tuşu(harita üzerinde ışınlanma) yapmaya. Birde ctrl+f4 var ama bu da artık işin bokunu çıkardığı için tavsiye edilmez. Neyse artık hem dilediğiniz kadar para ve beceri puanınız var. Şimdi kurun birliklerinizi ve başlayın maceraya. Aldığım duyumlara göre Svadya (almanlar, fransız vb olabilir!), Nord (viking), Vaegir (slavlar), Rodok (italyan), Kergit (moğol ve türk), Sarranid (araplar) olmak üzere 6 ırk ve krallık var. Birine yanaşmak şart. Hemen gidip svadyaya yanaşıp makam, mevki , konum filan elde edelim deyip, osavaştan öbürüne, bir görevden diğerine derken yeteri kadar nam kazanıp birlik topladıktan sonra kale ve şehir fethedeyim dedim. Tam iki kale fethedip Kral Harlaus'tan (svadya kralı, himayesi altına girdiğim lord :D ) bu kalelerin bana verilmesini isteyip devamında avucumu yalayıp hadi deyip Tihr şehri kuşattım. Şehri ele geçirip yine bu toprakların kendime verilmesini istedim ama nafile. Denyo kral  çabalarım için teşekkür edip 900 dinar vermekle yetinince artık isyan bayraklarını çekmenin zamanının geldiğini düşündüm ve lorduma ettiğim yemini bozup şehri zaptettim. Asıl iş bundan sonra başladı. Artık kendime ait bir krallığım var. Ama bu krallıkların sizi kral olarak nitelemesi çok zor. Nordları tarih sahnesinden silip bütün topraklarını fethetmeme rağmen adamlara kendime kral dedirtemedim. Oynarken hanlarda isimleri ile karşılaştığınız karakterleri kendinize yoldaş olarak almanın ne kadar önemli olduğunu göreceksiniz. Kale ve şehir ele geçirdikçe bunların korunması ve idare edilmesi ile tek tek ilgilenmek zor olduğu için bu yoldaşlardan lordlar yapıp bu toprakların bir kısmını onlara vermek ve onlarında size bağlı askeri birlikler kurmasını sağlamak çok işe yarıyor. Tabi bu lordlarınız kendi aralarındaki çekişmeleri çözmek de önemli. Her neyse bu kadar çabaya rağmen Uxkhal, Suno, Tihr, Praven, Curaw ve adını hatırlayamadığım daha pek çok şehir ve kaleyi ele geçirip, Nordları, Svadyayı ve Vaegirleri oyundan bertaraf etmeme rağmen kral sıfatımı diğer krallara tanıtamamış olmanın ve oyunun başında geçirdiğim zamanı başka işlerde harcamam gerektiği gerçeğini göz önünde bulundurup hemencecik oyun kaldırdım :))) ve böyle bir yazı yazayım dedim.

Oyun gerçekten çok iyi. Grafik olarak çok fazla bir şey beklemeye gerek yok, sonuçta bir strateji oyunu ama meydan savaşlarındaki grafikler hiç de fena değil. Ancak bana göre yapay zeka ile ilgili ciddi sorunlar var. Mesela kral Harlaus olacak denyo elimde esir olmasına rağmen ona elçi gönderebiliyorum ve sayısız savaşta yenip şehirlerini ve kalelerini ele geçirmeme rağmen ettiğim barış teklifini reddebiliyor. Bak densize:))  Krala isyan etmeden önce elimde başka ülkenin kralları esir halde iken bu Harlaus un kalesine yanına gidiyorum ama adamda tık yok. Arkadaş insan demez mi ya şu kral elinde esirmiş ben bir bakayım değerlendireyim diye. Ayrıca nam değeri birlik büyüklüğüne göre diğer lordlar ve unsurlar sizden kaçabiliyor ama yakaladığınız anda hiçbiri teslim olmuyor! Diyelimki karşı tarafta 4 tane çapulcu var ve benim 100 kişilik şövalye birliğim var, moral de mükemmel. Bu çapulcu tayfası hala size kafa tutup hakaret edebiliyor. Savaşta haddini bildiriyosunuz ama kafa tutma biraz garip.

Tüm bunlara rağmen sürükleyici, bağımlılık yapıcı (dikkatli olun:)), harika bir oyun. Denemeden geçmeyin. Korsanını filan da alayım demeyin, orjinali piyasada 20tl civarında satılıyor. Paranıza kıyın da biraz adamlara destek olun. Oyun piyasası gelişsin.

25 Eylül 2010 Cumartesi

YouTube to mp3 converter

YouTube'da izlediğiniz videoların ses dosyalarını mp3 formatına dönüştürmek için çok kullanışlı bir site. Yapmanız gereken YouTube'daki linki "http://www.youtube-mp3.org" adresindeki kutucuğa yapıştırıp "Convert Video" tuşuna basmak. Ardından da dosyayı ister bilgisayarınıza indirebilir veya dosyaya bağlantı verebilirsiniz.